21 Aralık 2010 Salı

Merrell Motive Bot

Kışın gelmesiyle yaklaşık 1,5 senedir kullanmakta olduğum Merrell Motive botların incelemesini yapmamın zamanının geldiğini anladım:) Böylece henüz bot almamış olanlar varsa, bu tip botları almadan önce kabaca dikkat etmeleri gereken konuları görebilirler diye düşündüm.



Evet efendim benim yaklaşık bir küsür yıldır ayıla bayıla giydiğim botlarım işte tam bu model ve bu renk. :) Yaptığım araştırmalarda siyah ve grisinin de olduğunu farkettim ama Türkiye'de bulunmuyor ne yazık ki. Ben genelde kahvrengi bot aldığımdan bana sorun olmadı o başka ;)

Şimdi ben aslında şehir içinde bu tip botların giyilmeyeceğini düşünen tayfadandım. Ama son aldığım 2 Camel  botum da oldukça şık görünmesine rağmen, hem ayağım üşüyordu, hem de az biraz suya bassam veya sert bir yağmur yağsa hemen ayaklarım ıslanıyor ve üşüyordum. Yani askeri eğitimlerde zaten genellikle ıslanıp üşüdüğümden, sivil hayatta da bu çileyi çekmenin alemi yok diye düşündüm ve ilk etapta eski "kibar" botlarıma göre bana biraz "kaba" görünseler de yukarıdaki botları almaya karar verdim. Aslında Cevizlibağ'daki Yeşil Kundura'ya girdiğimde ilk niyetim biraz daha kalın tabanlı olan yeni bir Camel bot almaktı. Baktım öyle bir model yok. Çok güzel bir CAT beğendim, hem şık, hem de dayanıklı duruyordu. Ama satıcı çocuğu biraz sıkıştırıp biraz üsteleyince yağmur suyunu alabileceğini itiraf etti ki hemen almaktan vazgeçtim. :)

Bu tip bir botu anlatırken doğa sporlarıyla uğraşanların haşır neşir olduğu, bu konulara ilgisi olmayan insanlarınsa genelde pek bilgisinin olmadığı Vibram, Thinsulate, Gore Tex, Air Cushion, Polartec vs birçok teknolojiden bahsetmemiz gerekir. Bu yüzden Merrell Motive model botumuzda bulunan teknolojileri sizinle paylaşacağım ki ileride Merrell veya başka bir marka bir bot alacak olursanız bu tip özellikleri olmasına dikkat ederseniz, aldığınız botu daha uzun süre ve daha çok severek kullanabilirsiniz.


Kısaca Merrell'den bahsetmek gerekirse 1981 yılında kurulmuş bir Amerikan outdoor ayakkabı firmasıdır ve genellikle Vibram tabanlı ürünler sunar. Teknik ayrıntıları anlatırken sokak ağzının dışında firmanın kendi bilgilerini vermek istiyorum. Ondan başka sitelerden yardım alacağım. Yazının sonunda aktif linklerini bulabilirsiniz. Hemen başlıyorum! 




Air Cushion:

Merrell’in patentli Air Cushion teknolojisi, darbeleri emerken dengeyi sağlamaya yardımcı olur. Topuk bölgesinde bulunan Air Cushion vücut ağırlığının dört katına kadar olan darbeleri emerken, benzersiz bir rahatlık ve destek sağlar. Air cushion kademeli bir yapıya sahip olması sebebiyle topuğun sabit kalmasına yardımcı olurken, ayağın da dengelenmesini sağlar. Kısaca bir koşu ayakkabısının rahatlığını ve yastık etsikini sunarken, seyahat ayyakabılarında bulunması gereken denge ve kontrolü de beraberinde verir. Herhangi bir kapsül ya da balon ihtiva etmediği için patlama riski yoktur.




Vibram Taban:

Vibram tabanlar 6 arkadaşını yetersiz ayakkabı donanımı yüzünden İtalya Alp'lerinde kaybeden bir İtalyan olan Vitale Bramani tarafından kurulmuş ve Pirelli tarafından maddi olarak destek görmüş bir firma tarafından üretilmektedir. Şuan dünyada 1000'den fazla ayakkabı üreticisi tarafından taban olarak Vibram ürünleri kullanmaktadır.

Buraya aslında daha güzel görünmesi açısından yeni bir botun taban fotoğrafını da koyabilirdim ama düşündüm ki eğer bir süreden beri kullandığım ürünün incelemesini yapıyorsam güncel halini görmek istersiniz. Evet benim 1 yıldan uzun süredir kar, buz, çamur, yağmur demeden, nasıl olsa su da geçirmiyor diyerek gözümü budaktan sakınmadan kullandığım botlarımın tabanları bu durumda. Gayet sağlam duruyorlar ve bazı markaların boşa isim yapmadıklarının kanıtı gibiler. Şimdi taban olayında en büyük sorun şu: 

Eğer yürüme amaçlı bir bot isteniyorsa tutunmayı arttırması açısından tabanda kullanılan kauçuğun daha yumuşak seçilmesi gerekir. Eğer dağcılık vs hedefleniyorsa o zaman dayanıklılığı arttırmak açısından daha sert malzemeler kullanılmalıdır ki bu tutunma dediğimiz oranı düşürür ve şehir içi kullanımı biraz daha zor hale gelebilir. Bakalım burada Merrell, Vibram'ın hangi çözümünü kullanmış:)

Merrell, portföyündeki hiking multi – sport ve trail ayakkabılarının yaklaşık % 75 ‘inde Vibram tabanları kullanmaktadır.

Vibram Tabanın Sundukları,
  • Keskin açılı frenleyiciler ve inişte kolaylık sağlayan topuk
  • Tırmanışa uygun, çok yönlü "S" şekilli çiviler
  • Ayağın doğal bir şekilde esnemesi için orta kısımda tırnak bulunmaması
  • Kaymayı önleyen, aşınmaya dayanıklı sağlam zemin tutucu kauçuk
Trek and TC5 + Rubber Compounds ( Kauçuk bileşimi )

Vibram’ın trek and TC5+ Rubber Combounds teknolojisi, sağlam tutunma, denge ve aşınmaya karşı gösterdiği direnç ile çığır açan bir buluştur.. Laboratuvar ve dış mekanlarda yapılan testler sonucunda bu teknolojinin outdoor pazarında en iyisi olduğu ispatlanmıştır.

GRIP, ıslak ve kuru zeminde mükemmel tutunma;
WEAR, tabanın ömrünü uzun tutan ve teknik özelliklerinin kaybolmasını engelleyen yapı.



Sıcak ve Soğuk Hava Koşullarındaki Performansı

Trek and TC5+ bileşimi soğuk ya da sıcak hava koşullarına aldırış etmeksizin teknik özelliklerini koruyabilen bir özelliğe sahiptir.


Şimdi işin kullanıcı yorumu kısmına gelelim. Botları ilk aldığımda, tabanları ıslak, otoban tarzı pürüssüz asfaltta, ıslak metal üstünde (haliyle) vb neredeyse bütün ıslak zeminlerde ciddi derecede kayıyordu. Kaseyi kırmadan geçirdiğimiz alışma döneminden sonra, sanıyorum tabanların biraz da törpülenmiş olmasıyla bu sorun ciddi derecede azaldı, hatta şuanda evimizin önündeki yokuşları ciddi yağmurlarda bile kaymadan, gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Geçen sene İstanbul'da yaşarken kar yağdığında botların tutunmasını görünce inanamamıştım. Salt buza basmadığınız sürece karda bu botlarla düşmeniz imkansız gibi. Şunu unutmayın ki buz gibi yüzeylerde tabanı özel olarak çivilenmiş ürün kullanmazsanız zaten ayakta kalma ihtimaliniz yok. :)



Polartec:

Yünün ( Fleece ) mucidi olan Polartec firması termal izolasyonlu giyim ve aksesuar pazarında devrim yapan bir firmadır. Polartek kumaş geleneksel izolasyon malzemelerinin aksine az yer kaplayan hafif bir malzeme sunar. Kumaşın her iki tarafında bulunan hava cepleri vucut sıcaklığını hapsederek termal izolasyon sağlar. Polartek kumaş nefes alabilen ( terin dışarı atılmasını sağlayarak ) , çabuk kuruyan ve tüylenmeyen özellikleri ile diğer yünlü kumaşları geride bırakan bir üründür. Bilinçli outdoor tüketicileri polartek kumaştan yapılan elbiseleri tercih etmektedir. Artık polartek kumaşın bu faydalarından ayakkabı alanında da istifade edilmektedir.

Gerçekten üstteki açıklamaya uygun düşecek bir kullanıcı deneyimim oldu. Askerlik hayatım ayaklarımın üşümesiyle geçtiği için gerçekten ayaklarımı sıcak tutacak bu tip bir botun varolabileceği ihtimali bana çok uzak görünüyordu. Ama gerçekten Polartec bunu sağladı. Hayatımda ayağımı bu kadar sıcak tutan bir botum daha olmamıştı. Bunlardan çok daha fazla para verdiğim Camel Active botların içinde ayaklarım resmen soğukla savaş verirdi. Ve fotoğraftan da görebileceğiniz üzere siyah kısım Polartec'tir ve şimdiye kadar hiç tüylenmemiştir. Tüylenme olayından nefret ederim ve kazaklarınızda bundan nasıl kurtulacağınızı buradaki yazımda anlatmıştım:)



Thinsulate:

Thinsulate izolasyonu kışlık ayakkabı kullanımında bu kadar önemli yapan nedir? Thinsulate izolasyonu önemli kılan üç kelime şudur; hafif, ince, sıcak. Thinsulate; köpük, yün ve keçeden en az iki kat daha fazla sıcaklık sağlayan pazardaki en hafif sentetik izolasyon malzemelerinden biridir. Sağlam ve basınca dayanıklı Thinsulate izolasyon malzemesi ayağı sıcak tutan çok önemli hava ceplerine sahiptir. Outdoorcuların Thinsulate'i tercih etmesindeki bir diğer sebep de malzemenin ıslakken bile sıcaklığı muhafaza edebilmesidir. Suda, ağırlığının    % 1’inden daha azını emerek ayağı sıcak tutar.


200gr Thinsulate İzolasyon, serin ortamlar ya da kullanıcının aktivite sırasında yüksek vücut ısısı sağladığı durumlar için önerilir. 400gr Thinsulate Ultra İzolasyon, soğuk ortamlar ya da kullanıcının normal vücut ısısı sağladığı hafif aktiviteler için tavsiye edilir.

Burada çok uzatmayacağım, gerçekten botlar haif, sıcak ve ince:) Görünüşüne aldanmayın gerçekten oldukça hafifler.



ETC Sürtünmeye Dayanıklı Astar:

ETC lining markasının laboratuvar testleri ve saha çalışmalarında kanıtlanmış konfor teknolojisi, sürtünmeyi neredeyse sıfıra indirmekte, sıcaklık ve nemi azaltarak rahat bir kullanım sağlamaktadır. Sıcaklık ve terden kaynaklanan rahatsızlık ETC-on-the-inside teknolojisi tarafından büyük ölçüde engellenmektedir. ETC lining   (Astar) yüksek dayanıklılık, nefes alabilirlilik ve aşınmaya karşı direnç için dizayn edilmiştir. ETC-on-the-inside astar bügün pazarda en düşük sürtünme katsayısına sahip astar malzemesidir. Ayrıca bu astar bakteri oluşumunu % 99 oranında azaltan bir özelliğide sahiptir. 

Önündeki çarsak bandının aslındaki yandaki "M" harfinin olduğu kısımları kaplayacak kadar geniş olması onu tam bir çakıllı trekking/dağcılık botu yapabilirdi. Şuanki bol dikişli ve az çarsak bantlı haliyle aşırı zorlanmalarda patlamaya daha meyilli bir görüntüsü olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Ama benim alırkenki amacım %80-90 şehir kullanımı olduğundan ben çok önemsemedim açıkcası. Sonuçta şehirde kullanacağınız bir botun çakıldan yırtılma veya kayaya sürtünüp parçalanma ihtimali çok düşük olacağından bu tip bir donanım botun fiyatını oldukça arttırabilirdi.

  

Waterproof:

Bu botu alırken en çok aklıma takılan kısımlardan birisi botların GORE-TEX değil de Merrell'in kendi patentli Waterproof teknolojisini kullanıyor olmasıydı. Neticede GORE-TEX piyasada kalitesini ve kullanışlılığını kantlamış bir teknoloji olduğundan "Acaba Merrell Waterproof yazsa da su geçirir mi?" sorusu aklıma takıldı. 

Peki Merrell Waterproof nedir? Ayakkabı derisi su geçirmez özellikteki astar ile kaplanır. Ayakkabı üzerindeki tüm dikiş delikleri yine aynı şekilde su geçirmez bant ile kaplanır. Merrell’in seam-sealing sistemi 7 cm derinliğindeki suda 100.000 kez esneklik testini geçen membrandan ( İnce Zar ) oluşmaktadır.

Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki neredeyse bileğime gelen sulara basmak durumunda kaldığım zamanlar olsa da en küçük bir su alma durumu yaşamadım. Üstteki fotoğrafta da görebileceğiniz üzere botun dili en üst kısma kadar dikili olduğundan zaten üst sınıra kadar sulara gönül rahatlığıyla girebilirsiniz. Yağmurun çılgınca yağdığı zamanlarda uzun süre derin sularda yürümek zorunda kaldığım günler oldu (Ah Güngören günlerim:)) pantolonumdan aşağı süzülen hariç, botun büyük kısmı sürekli su içinde olmasına rağmen hiç su almadı.





Sonuç olarak:

Ben botlarımı bir yılı aşkın süredir oldukça yüksek memnuniyetle kullanıyorum. Alırken çarsak bandının dar olması ve nispeten fazla dikişli yapısı dikkatimi çekmiş olsa da kullanım amacımda sorun çıkarmayacağını düşündüğümden ve diğer botlara oranla uygun fiyatı (175 TL) nedeniyle, aslında o günlerde bana pahalı gelmiş olsa da, aldım. Eğer ağır dağcılık faaliyetlerinde veya büyük çakıllı trekking patikalarında kullanacaksanız daha az dikişli ve daha büyük çarsak bantlı modelleri tercih edebilirsiniz. Tabi ki o modellere en az 2 Merrell parası vereceğinizi de unutmayın. Onun dışında gerçekten rahat, sıcak, hafif ve şehir içi koşullarına göre oldukça dayanıklı bir bot arıyorsanız, uygun fiyatı ve kaliteli malzemesiyle sizin için doğru seçim olacaktır. Benzer yapıda bir bot alırken Merrell almasanız bile mutlaka Polartec, Thinsulate, Gore-Tex, Vibram gibi teknolojileri içerip içermediğine bakınız. Bunlar kalitesi kanıtlanmış ürünlerdir. Keşke üstte koyduğum siyah ve gri modelleri de seçenekler arasında olsaydı.


NOTLAR:

Yazıdaki teknik bilgilerin bir kısmı Yeşil Kundura sayfasından alınmıştır. Eğer Merrell bot almak istiyorsanız Satış Sayfalarına bir göz atabilirsiniz. Orada bulamayacağınız modelleri mağazalarda bulabilirsiniz.

7 Aralık 2010 Salı

Garanti Bankası Shop and Miles Kredi Kartları

GÜNCELLEME:
01 Mayıs 2012 tarihinden itibaren Shop and Miles Card adını Miles and Smiles olarak değiştirmiştir. Yeni kartların farkları için Miles and Smiles Kredi Kartları yazımı okuyabilirsiniz. Ama değişmeyen özellikleri görmeniz için önce bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Tekrar merhaba.:)
Bugün bir tarafından çok memnun olduğum bir tarafındansa adeta nefret ettiğim Garanti Bankası'nın Shop and Miles kartlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.


"Kredi kartının da incelemesi mi olurmuş?" demeyin, çoğu ürün veya hizmet gibi bu kartları da bilgisizce kullandığımızdan ya haklarımızı bilmediğimizden bir sürü boşa para ödüyoruz, ya da eksik bilgimiz yüzünden karşılaştığımız ücretler yüzünden hüsrana uğrayıp küsüyoruz. Ondan artı ve eksileriyle bu programı inceleyeceğim ve mümkün olduğunca objektif kalmaya çalışarak zaman içerisinde yaşadıklarımı sizlerle paylaşacağım.

"Nedir bu Garanti Shop&Miles Card?" derseniz Türk Hava Yollarının Uçuş Programı olan Miles&Smiles'ın Garanti Bankasının Kredi Kartıyla birleştirilmiş şeklidir. Yani bu kartlarla harcadığınız para karşılığında mil kazanırsınız. Tabi ki program ortaklarında harcarsanız daha çok kazanırsınız ama Garanti Bankası'na ait olmayan POS'tan çekseler bile mil kazanmaya devam. Türk Hava Yollarıyla yaptığınız uçuşlardan da mil kazanırsınız. Hatta sadece Türk Hava Yolları'ndan değil bütün Star Alliance Hava Yolarının uçuşlarından mil kazanırsınız. Ve biriken millerinizle bedava uçak bileti alırsınız. Ben önceden Bonus Kart kullanıyordum fakat baktım ne harcarsam harcayayım elde avuçta var sıfır bonus, çok da bir karı olmadığını düşünerek bu kartlara geçiş yaptım. 

Shop&Miles programı farklı beklenti seviyelerine hitap eden ve farklı senelik katılım ücreti olan 3 kart grubuna sahip. Bunlar Gold - Platinum - Prive Kart olarak adlandırılmışlar. Temelde çoğu konularda benzer haklara sahip görünseler de sizin kullanım amacınıza ve lükse düşkünlüğünüze ve zamanınızın kısıtlı olmasına doğru orantılı artan fiyat ve servis hizmetleriyle birbirlerinden ayrılıyorlar. Şimdi "bedava bilet" deyince ne olduğuna bakmadan alıp, ekstresinde "Program Katılım Ücreti" görünce şok olan çoğu kişi gibi şok olmayın diye size programların artı ve eksilerini anlatmaya başlıyorum. Shop&Miles Kartlarda sizden normal bir kredi kartından daha fazla para alınır. Eğer bir sene içinde yaptığınız harcamalar ve sene içinde yapacağınız seyahatler düşük orandaysa kısa vadede bir karını göremeyebilirsiniz. Ama gerek iş gerek keyfiniz gereği sık sık uçuyorsanız veya aylık kredi kartı harcamalarınız çok düşük değilse ve tek kartta toplamak istiyorsanız bu program tam size göre. Karta banka, internet veya kısa mesaj ile başvurabilirsiniz. Kartınız tabi ki katılım ücreti de dahil özel bir kart olduğundan size aşağıdaki gibi şık bir kutunun içinde geliyor. Garanti bu konuda kendine yakışanı yapmış ve ilk aldığınızda "Vay be adamlar yapmış" hissi uyandıracak bir kaliteyi yakalamış...


Ben kartı yeni almadım. Geçen sene Temmuz'da almıştım fakat kartlarım eskidiği ve American Express olanın arkasındaki CCV numarasında bir sıkıntı olduğu için yenileme talebinde bulundum ve yeni kartlarım geldi. Burada az bilinen bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Kartlarınızı senede 3 kereye kadar ücretsiz yeniletebilirsiniz. 4. sefer ve sonrasında ise 5 lira kart ücreti keseceklerini unutmayınız. Yani son kullanma tarihine kadar eski püskü, kenarları soyulmuş kartlarla gezmenize gerek yok:) Ve gelelim şikayetimin olduğu yere. Garantinin kartlarını dağıtan şirket, sanırım adı Aktif İleti, iletişim adresi olarak İzmir'deki Ev adresimi göstermiş olmama rağmen tutmuş kartları eski iş adresime götürmüş. Her ne kadar eski iş adresimi silmemiş olmak benim hatamsa da, orada iletişim adresimi açıkça belirtmeme rağmen kafalarına göre bir adrese götürmeleri kesinlikle kendi hataları. Araya giren bayram tatili vs de karışınca, benim kartların gelmesi 25 günü buldu...

İsterseniz artık yavaş yavaş programlara ve ayrıntılarına geçelim. Her 3 programda da ortak olan özellikler şunlardır:

-Bir tanesi temassız alışveriş özelliği de olan Master Card, diğeri American Express Card olmak üzere limitleri birbirlerine bağlı iki karttan oluşurlar. Bunlar için ayrı ayrı para kesilmez, program ücreti iki kartı da kapsar.

-Garanti Bankası'nda başka bir kredi kartınız varsa onun limiti de aynı şekilde bu kartlara bağlanır.

-Temassız kart harcamalarınızda, American Express Card harcamalarınızda ve Program ortaklarında yapacağınız harcamalarda 1 TL=1 mil'in üstünde miller kazanırsınız. Garantiye ait olmayan POS'lardan çekilen işlemlerde bile 1 TL= 1 mil'dir.

-Hediye ve Avans Mil kazanabilirsiniz. Ayrıntıları az aşağıda ;)

-Millerinizi ister kendinize, ister başka birisine refakatçi bileti alarak, ister bilet sınıfınızı veya kart sınıfınızı yükselterek kullanabilirsiniz. İsterseniz daha çok mil kullanarak bütün Star Alliance şirketlerinde uçabilirsiniz.

-Bütün Kartların sigorta kapsamı aynıdır.

-Ekstrenizdeki her 100 TL için en fazla 1 TL ödeyerek İstek Dışı İşsizlik Sigortası ile Kart ödeme güvencesi vardır.

-Bütün Kartlarda biriken millerle Limitli Yer Kapasiteli ve Yer Garantili(Yüksek sezonda da daha yüksek mil ödeyerek uçabilme şansı) alabilirsiniz. Ayrıntılı tablolar altta mevcut.

-Türk Hava Yolları veya Star Alliance ile uçmak, American Express Card kullanmak veya Temassız ödeme yapmak, Yurtdışında kartınızı kullanmak size normalden fazla mil kazandırdığından bu özelliklere toptan Hızlı Mil Kazanma denir.

-Kullanılabilir Limitinizin 6 katı Avans Mil talep edebilir ve aldığınız mil miktarını 1 senelik harcamalarınızla telafi edebilirsiniz. 1 sene sonunda mil eksiğiniz kalırsa mil başına 0,04 TL borç kesilir.

-Her ay belli bir ekstre tutarını geçmeyi taahhüt ederseniz belli miktarda mil peşin olarak kartınıza yüklenir, buna da Hediye  Mil denir ve tablosu aşağıdadır. Ayrıca harcadığınız tutar daha kadar mil kazanmaya devam edersiniz.



-İsterseniz evinizden havalimanına isterseniz havalimanından evinize konforlu araçlarla transfer hizmetinden %30 indirimle yararlanabilirsiniz. Ücret tablosu aşığdadır. Daha ayrıntılı bilgi için BAKINIZ



Şimdi gelelim programlara:

GOLD CARD:


Benim de dahil olduğum, Shop&Miles programının giriş niteliğindeki kart seçeneğidir. Temel özellikleri diğer kartlarla aynı olduğundan ve benim ihtiyaçlarımı karşılayacağını düşündüğümden ben diğerlerinden daha ucuz olan Gold Membership'i seçtim.

MasterCard'la yapacağınız temassız alışverişlerde %15 fazla mil kazanırsınız. American Express Card'la yapacağınız alışverişlerde yine %15 fazla mil kazanırsınız. Program ortaklarında yapacağınız alışverişlerde bir de American Express Card kullanırsanız kazanacağınız mil oranı %50-60 artabilir. Eskiden 90 Lira olan senelik ücretine zam gelmiş ve 97,5 Lira olmuş.


"Şimdi neden bir kredi kartına 97,5 lira verilir?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen kendimce kurduğum mantığı açıklayayım. Benim şuan 25.000 milim var. Zaman içerisinde açılan otomatik ödeme talimatı kampanylarına katıldığımdan ve babam benzini benim kartımla alarak mil kazanmama destek olduğundan oldukça avantajlı durumdayım. 15.000 mile yurt içi Türk Hava Yollarıyla gidiş dönüş uçak bileti, 20.000 milden başlayan fiyatlarla da Türk Hava Yollarıyla yurt dışı uçak bileti alabiliyorum. Şuanda neredeyse bütün Avrupa, Arabistan Yarımadası ve Rusya şehirlerine gidiş dönüş uçak bileti alabilirim ki bunu maddi olarak düşünürsek seçeceğiniz uçuşa göre 1000€'yu geçen bir avantaj demek oluyor.

Daha ayrıntılı  MİLMETRE

Bu paraları Bonus Kart'la harcasaydım, yok taksit yaptınız diye Bonus vermeyecekti, yok program ortağı değil, yok bilmem ne, elde avuçta doğru dürüst bir bonus olmayacaktı. Şuan eğer biraz da önceden seçersem çoğu şehre istediğim zamanda gitme ve dönme imkanım var, hem de bedava...Gerekli mil miktarını AYRINTILI LİSTE'ye bakarak daha net görebilirsiniz. ÖDÜL BÖLGELERİ de ayrıntılı bilgiler içermekte.


Bütün üyeliklerde oldukça kapsamlı bir yurt dışı seyahat sigortasına, bir alışveriş sigortasına ve acil durum sigortasına sahip oluyorsunuz. Ben her ne kadar üstte açıkca yazıyor olmasına rağmen TV/anten kısmından ücretsiz yararlanamış olsam da sigorta içeriklerini iyice öğrendim, orasına memnuniyetsizliğimi anlattığım kısımda değineceğim.

Ayrıca kartların az bilinen iki özelliği de Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yaz döneminde 3- kış döneminde 7 gün bedava park hakkınızın oluşu ve Atatürk Havalimanı'nda İç ve Dış Hatlarda bulunan Garanti Lounge'ı Zone'dan ücretsiz faydalanma. Ama bu konuda kendi sitelerinde bir ikilik var. Şöyle ki;



Kartları karşılaştır seçeneğinde Zone'a giriş Gold Kart için de ücretsiz gösterirken, Gold Kart'ın sayfasında 15 €+ KDV olarak gösterilmiş.


Ben henüz kullanmadığımdan bu konuda hangisinin doğru olduğunu bilemiyorum. Ama Havalimanlarında bir sandviçin bile 15 lira'dan başladığını düşünürseniz, açık büfeden bara, Playstation'dan rahat koltuklara kadar her imkanın sunulduğu Zone'a 15€ vermek de çok pahalı olmayabilir. Tabi ki tercih meselesi. Ayrıca %50 indirimli Vale Parking, Shuttle hizmeti gibi ek hizmetler de mevcut.

PLATINUM CARD:


Platinum Üyeliğe zam gelmemiş ve 100 Lirası Shop&Miles Program ücreti, 50 Lirası Hızlı Mil Kazanım Ücreti olmak üzere 150 Lira olarak devam etmekte. Gold Karttan ayrıldığı temel noktalardan birincisi American Express kullanımlarınızda %15 değil de %25 ekstra mil kazanmanız. İkincisi ise sunulan &Club Yurt dışı seyahat ve Concierge hizmetleri. Bu hizmetler sayesinde siz ne istedğinizi söylüyorsunuz, kalanını banka hellediyor. Örneğin UEFA finaline bilet almak gibi... Ayrıca eğer yurtdışına sık sık çıkıyorsanız yurtdışında belirlenmiş seçkin mağazalarda da 2 kat mil kazanıyorsunuz. Dördüncü olarak da 150 seçkin noktada %20'ye varan indirimler mevcut. Aslında kartı alabileceklerin hayat seviyesi arttıkça kartın daha çok indirim sağlaması bana garip gelse de sistem böyle...

Bence en büyük özelliği ise Garani Zone'dan ücretsiz yararlandırması. Hatta yanınızda bir arkadaşınızı da ücretsiz olarak olarak yanınızda Zone'a sokabilir, uçuş öncesi beklemenizi keyfe dönüştürebilirsiniz. Eğer sık sık Atatürk Havalimanı'nı kullanan birisi olsaydım sırf bu özelliği için bile Platinum seçerdim. Çünkü Havalimanları inanılmaz pahalı, burada alacağınız hizmeti orada herhangi bir bar veya kafeden alsanız zaten bir senelik üyelik ücreti kadar hesap ödersiniz.

PRIVE CARD:


Gelelim serinin en ayrıcalıklı ve en pahalı üyeliği olan Prive Card'lara...Bu kartlara da zam gelmemiş ve 150 Lirası Shop&Miles Program ücreti, 100 Lirası Hızlı Mil Kazanım Ücreti olmak üzere 250 Lira olarak devam etmekte. Çoğu özelliği Platinum Card'a benzemekle birlikte artık gerçek bir üst düzey kart kullanıcısından bahsettiğimizi hatırlatmak isterim. Çünkü sundukları hizmetler de, hitap ettikleri kesim de oldukça iyi gelir seviyesindeki insanlara yönelik. Örnek olarak herşeyin en iyisini, en kusursuzunu arayan ve dünya çapında toplam 35.000 üyesi olan seçkin bir seyahat ve concierge kulübü olan Quintessentially'ye  senelik 750 $ üyelik ücreti yerine 400 Liraya katılma hakkı sağlıyor. Ayrıca seyahat ve trend dergisi olan &Mag'e üyelik de 50 Lira yerine ücretsiz sağlanıyor. Yine bir misafirinizle birlikte Garanti Zone'dan ücretsiz yararlanabiliyorsunuz.

Bu kartları sevmemin en büyük nedeni zaten program olarak 2 tane kartla gelmeleri. Yani kartlardan birisi hem MasterCard hem de 35 lira altındaki işlemler sıra beklemeden temassız ödeme imkanı sunuyor. Diğer kart da bütün dünyada saygınlığı tartışılmaz American Express ve size özellikle de program ortaklarında kullanırsanız çok ciddi mil kazanma şansı yanında e-bay, amazon gibi yurtdışı sitelerden sık alışveriş yapan biriyseniz ciddi indirimler sağlıyor. Aynı zamanda Shop&Miles kartla yapacağınız ödemelerde Pos cihazı başında beklemeniz imkansız gibi, şifreyi yazıp giriş tuşuna bastığınız anda onay geliyor.

"Ama bu kartların veya genel olarak Garanti Bankası'nın eleştirilecek yönleri yok mu?" derseniz, var...

En başta eleştireceğim özelliği daha önce bir arkadaşımın "off the record" haliyle söylediği üzere Garanti'nin Alo Garanti sistemi insanın insana ulaşamaması üzerine kurulmuş gibi. Yani sürekli işi bir makineyle halledin modu hakim. Onu istiyorsanız 3'e, bunu istiyorsanız 5'e basın modu sürüp gidiyor. Ama orada olmayan olağan dışı bir şikayetiniz varsa zulüm başlıyor. İlk başta bir insana erişmek için dakikalarca bekliyorsunuz, sonra olur da ulaşabilirseniz, bütün sistemi "size en kısa zamanda yolu vermek" üzerine kurulu, sizin ne dediğinizi çok da önemsemeden "öğretilmiş" cevaplarla sizi bunaltan temsilciyle resmen savaşmak zorundasınız.

Kağıt üstünde baktığınız zaman Garanti'de gerek internette gerek telefon hizmetlerinde  müşteri haklarını koruyan bir çok kanal mevcut. Ama bunların çoğu ne yazık ki gerçekten bir sıkıntınız olduğunda kısa vadede sıkıntınızı çözmekten yoksun. Sürekli "şu numarayı arayın, bu adrese e-posta gönderin, siz şu hanımla görüşün" diyerek bütün birimler sizi birbirine yönlendiriyor. Olur da sıkılmadan bütün direktifleri yerine getirirseniz de bu kadar çok yeri arayıp da sonuçta yine aynı sorun çözülmemiş olduğu için daha çok canınız sıkılıyor. 

Örneğin ben çanak antenimde yaşadığım bir sıkıntı ile ilgili 0212 213 33 33 numaralı telefondan Garanti Asistan hattını aradım. Durumumu anlattım. Konuşma tarzından oldukça yeni bir çalışan olduğu belli olan temsilci ilk başta böyle bir hizmetin olmadığını söyledi. Sonra ona ilgili maddeyi telefonda kendisine okuyunca "bir dakika" diyerek beni beklemeye aldı ve bir süre soruşturduktan sonra "böyle bir hizmeti duymadığını ama bana kayıt açacağını ve beni arayacaklarını" söyledi. Sonra beni aradılar. Arayan beyefendi oldukça manidar bir ses tonuyla "böyle bir hizmeti nereden duyduğumu, böyle bir elemanlarının olmadığını, benim nasıl bu iş için  kendilerini aradığımı" sordu. Ona da ilgili maddeyi okuyunca aslında kendi birimlerinin işi olmasına rağmen bana bir telefon vererek "Garanti Hayat"ı arayın dedi. Verdiği numara "Garanti Kültür Sanat" çıktı. Buradaki arkadaş "size bu numarayı kim verdiyse onu geri arayın, doğru numarayı versin" dedi. Sonra başka bir numara verdiler, o da yurt dışı sigortası için bir şirketin çıktı...

Ben de bu arada değişik seferler gerek info@shopandmiles.com adresinden, gerek bilgi@garanti.com.tr adresinden e-posta göndererek, gerek Haklı Müşteri Hattı'nda kayıt açtırarak, gerek Twitter'dan ShopandMiles ve Garanti adreslerine tweet'ler göndererek sorunuma çözüm arasam da uzun süre ya yanıt alamadım, ya da dalga geçer gibi şu numarayı arayınız yazan e-postalar aldım. Aradığımda yine aynı konuşmalar, aynı sonuçsuz kapatma. Sonra ısrarlı e-posta ve tweet'lerim neticesinde bugün beni Garanti Asistan'dan aradılar ve sigorta bölümünde TV/Anten kısmı açıkça yazıyor olmasına rağmen sadece uzman gönderebileceklerini, ücret olarak karşılamadıklarını söylediler. Neyse en azından cevap verdiler dedim ve olayı kapattım. Beni bugün arayan arkadaş ilk gün arasaydı, günlerce süren ve konudan haberi olmayan çalışanlar yüzünden gittikçe can sıkıcı hale gelen süreç hiç yaşanmayacaktı. Çünkü bir kredi kartıyla ilgili zaten senede ya bir kere sorun yaşarsınız, ya iki kere, bunda da Türkiye'nin en büyük bankalarından biriyle çalışıyorsanız, tabi ki ilk başta ilgi, devamında da çözüm beklersiniz. Değişik arkadaşlarımın Garanti ile yaşadıkları sorunlarda defalarca bankayı arayıp e-posta atmaktan sıkılarak, sonunda "Eee bunlarla mı uğraşacağım en kötü param yanar" dediklerine ise üzülerek şahit oldum...

Sonuç olarak bir kredi kartı olarak neredeyse hiçbir açıdan eleştiremeyeceğimiz, hatta çoğu açıdan örnek gösterebileceğimiz, sektörde 10. yılını kutlayan bu kartların müşteri hizmetleri kısmı kağıt üstünde oldukça dolgun görünse de ne yazık ki gerçek hayatta bu imkanlardan teorideki kadar yararlanmanız imkansız...Ama eğer çok para harcadığınız halde az bonus kazandığınızı düşünüyorsanız, sık sık uçuyorsanız veya en azından Atatürk Havalimanını sık kullanıyorsanız bence mutlaka bir tane edinin. Uçuşlarınızda alan vergisinin size ait olduğunu da hatırlatırım.


GÜNCELLEME:
01 Mayıs 2012 tarihinden itibaren Shop and Miles Card adını Miles and Smiles olarak değiştirmiştir. Yeni kartların farkları için Miles and Smiles Kredi Kartları yazımı okuyabilirsiniz.

NOTLAR:

Shop&Miles Kartlara BURADAN başvurabilirsiniz.
Görseller Shop&Miles WEB SİTESİ'nden alınmıştır. Daha ayrıntılı bilgiler de aynı adreste mevcuttur.
İlgilenenler için BURADA mil kartlarıyla ilgili güzel ve karşılaştırmalı listeler olduğunu gördüm