18 Aralık 2011 Pazar

Anapurna Platinium Mont

Bir süredir beklenen kış nihayet geldi. Tabi ki benim yaşadığım İzmir'de kış demek, en fazla rüzgarlı günlerdeki sert yağmurlar demek. Öyle ciddi bir kar, ayazımız olmuyor. Ama zaten en illet şeylerden bir tanesi de yağmurda ıslanmak değil mi?

İşte tam burada işinize yarayacak bir ürünü tanıtacağım, Anapurna Platinium Serisi bir mont.


Montu tanıtmaya başlamadan önce, soğuk ve yağmur koruması hakkında biraz genel bilgi vermenin doğru olacağı kanaatindeyim. Çünkü baktığım zaman etrafta üstünde Gore-Tex parka, ayağında Converse bot olan insanlar görünce şaşırıyorum. Çünkü soğuk ve yağmurdan korunma bir sistemdir ve büyük oranda elinizdeki teçhizata ve bunların kalitesine dayanır. Ve bütün sistemler gibi en zayıf yerinden hata verir. Bu yüzden eğer bu tip bir mont alıyorsanız, daha önce tanıttığım Merrell bot gibi su/soğuk geçirmez bir bota ve yine soğuk ve yağmura dayanıklı pantolona ihtiyacınız var demektir. Çünkü bunlardan birisinden birisinin olmayışı, diğer ikisini de anlamsız kılar. Montunuz su geçirmez, botunuz da öyle diyelim. Ama ikisinin arasında eğer bir kot pantolon varsa hem su hem soğuk geçirecektir ve oradan sızan su botunuzun içine dolacağından ayaklarınız da üşüyecektir. Bu yüzden bu tip ürünleri birbirleriyle kombine kullanmak sonuç almayı garantiler. Bana göre bu tip ürünler alınacaksa dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
  1. Hafif olmalı
  2. Su geçirmez olmalı
  3. Su geçirmez değilse, en azından çabuk kuruyan kumaştan olmalı
  4. Hava alabilen bir kumaş olmalı
  5. Değişik durumlara adapte olmanıza imkan sağlayacak kadar cebi/gözü olmalı
  6. Yırtılma, sürtünmeye dayanıklı olmalı
  7. Gerektiğinde sıkıp gevşetmenize olanak sağlayan cırt cırt ve lastikleri olmalı.

Neyse Anapurna'nın sunduğu Platinium serisi vücut ısısını korumaya yöneliktir. Ürünlerin Türkiye'deki satıcısı olan Mudo'ya göre hem günlük hayat, hem de değişik sporlar için kullanılabilecek fonksiyonelliktedir. Ben de 2 yıla yakın süredir kullanan birisi olarak bunu kesinlikle onaylıyorum. Gelelim montumuzu yakından tanımaya. 


İşte Ocean serisi bu mont da özellikle rüzgar ve yağmura dayanıklı olup, aynı zamanda hava alarak vücut ısınızı sabit tutmaya yardımcı olacak şekilde tasarlanmış. Aynı zamanda hafif bir mont. Ve kumaşının kanallı yapısı nedeniyle oldukça da kolay kuruyor. Şimdi bunlar neden önemli?

Önemli çünkü montunuz su geçirmişse hava aynı zamanda oldukça da soğuk demektir. Islak vücudunuz soğuktan üşümesin diye normal üstünde hareket etmeniz gerekir. Bu sefer de aşırı hareket sizi terleteceğinden  gayri ihtiyari olarak montu çıkarma isteği uyanacaktır. İşte hafif, suya dayanıklı ve hava sirkulasyonu olan bir mont sizde bu denli terlemeye neden olmayacak, hasta olmanızı engelleyecektir. 


Montun boyu ne bel ve kalçanızı açıkta bırakacak kadar kısa, ne de dizlerinize sarkacak kadar uzun. Tam boyunda diyebilirim. İçinde sizi ısıtması gereken kısımlar baklava dikişli ayrı bir kumaşla kaplanmışken, sizi bunaltmaması gereken kısımlar fileli. Fileli kısım sayesinde sırtınız gibi terlemeye müsait kısımlara montun kaba ağırlığı binmediğinden terlemeniz azalıyor. Vücudunuzdan çıkan ısı dış kumaş ile file arasında aynen Isıcam mantığındaki gibi bir katman oluşturuyor.


Giydiğinizde sol önünüzde kalan kısımda üstteki gibi iki tane geniş cep bulunmakta. Bunlardan üsttekine cüzdan koyabilirsiniz. Alttakine de yanınızda bulundurmanız gerekiyorsa pasaport gibi belgelerinizi veya kentkart, akbil gibi toplu taşıma kartlarınızı koyabilirsiniz. İzmir gibi kışın bile güneşin bolca kendini gösterdiği illerde güneş gözlüğünüzün kabı için de ideal yer işte alttaki bu cep ;)


Sağ önünüze gelen tarafta da soldakinin aynısı bir cep daha var. Ben genelde buraya kulaklığımı taktığım cep telefonumu koyuyorum. Fermuarlara bağlı, üstünde Anapurna yazan kırmızı tutacaklar hem şık duruyor hem de cepleri kolayca kapatmanıza yardımcı oluyor. Montun sağ kolunun ön tarafında bir cep daha var. Buraya kredi kartı, yine kentkart/akbil tarzı toplu taşıma kartları veya anahtarlık konabilir. Buradaki fermuar diğerlerinden daha ince bir fermuar.


Anapurna montunuzun her iki kol ağzında gerekirse bilek kısmını sıkmanızı sağlayacak cırt cırtlar var. Aynı zamanda ışıkla parlayan bir Anapurna kabartması. Bu fosforlar arazi şartlarında ihtiyaç halinde veya gece yapacağınız şehir içi yürüyüşlerinde dikkat çekmenizi sağlayarak tatsız kazalara engel olabilir. 

Bu tip ürünlerde oldukça fazla cırt cırt ve lastik bulunur. Bunlara baktığınızda "Bu kadar lastiği kim sıkar?" veya "bu cırt cırtı kim sıksın? ne güzel kollarımızı rahat rahat hareket ettiriyoruz işte!" diyorsanız hiç sağlam yağmura ve soğuğa maruz kalmamışsınız demektir. Bazen yağmur o kadar şiddetli olur ki, ensenizden akan su, sırtınızdan kalçanıza iner, iç çamaşırınıza kadar sizi ıslatır. Oradan aşağı devam eder botunuzun tabanına dolar ayaklarınızı da ıslatır. Veya rüzgar öyle sert eser ki resmen içinize işler. İşte böyle şiddetli durumlarda montuzun üstündeki bütün cırt cırt ve lastikleri sıkarsanız, minimum su ve rüzgar girişi olacağından daha uzun süre rahat edersiniz.


Montumuzun fermuarları kapalıyken oldukça sade bir görünüşü var. Sadece sol kolundaki cebin üzerinde bir kısım nakış bir de tam ana fermuarı örten kumaşın alt ortasındaki nakış dışında bir şey bulunmuyor. Tam konusu gelmişken fermuar korumasından da bahsetmek istiyorum. Hatırlarsanız başta korunmanın bir sistem olduğundan bahsetmiştim, mont, pantolon, bot şeklinde. İşte montun kendi içinde de bir sistemi var. Bu da başlıktan başlıyor ve fermuarları örten kumaşlara kadar uzanıyor. Başlık kısmına sonra değineceğim. Fermuarlar ise montların en zayıf yerleridir. Çünkü kumaşı özel olarak mumlanmazsa su geçirir. Ama mumlu fermuar genelde üst fiyat aralığındaki ürünlerde bulunan bir özellik. Bu montun fermuarlarının mumlandığını sanmıyorum ama üstündeki ek parçalar sayesinde hiç birisi direkt suya maruz kalmıyor. Bu yüzden de su geçirme olasılıkları varsa da düşük.


Montun arkasında da bu sadelik devam ediyor. Sadece bel boşluğunuza denk gelen kısımdaki büyük cebin fermuarını kapatan kısımdaki Anapurna nakışı dışında arkasında bir desen bulunmuyor.


Bu tip montların beni en sıkan kısmı işte burası, başlık kısmı! Mümkün olan her fırsatta başlığı çıkarırım. Ama bugünkü yürüyüşte denk geldiğim gibi şiddetli rüzgar ve yağmurlarda da olmazsa olmaz ilk parça ne yazık ki o. Yine sistem olarak düşündüğümüzde, başlığın olmayışı başınızdan akan suyun direkt ensenizden sırtınıza, boynunuzdan da göğsünüze girmesine neden olur ki, mont su geçirmiş veya geçirmemiş fark etmez. Bu yüzden sevmeseniz bile bu montun ileri karakolu başlığıdır. :) İki yandaki lastiklerden başlığın sıkılığını ayarlayabilirsiniz. Ben başta lastikleri sıkmamıştım ama o zaman rüzgar ikide birde kafanızdan çıkarıyor ki çok kıl bir durum ortaya çıkıyor. Aynı zamanda üstteki fotoğrafta Norveç bayrağı görünen kısımdaki cırt cırtları kapatırsanız neredeyse kar maskesine yakın derecede yüzünüzü örtüyor. Böylece hem soğuk hem de yağmur vız geliyor.


İşte benim gibi başlıktan hoşlanmıyorsanız yağmursuz günlerde çıkarabilirsiniz. Tabi ki eve bırakmanız saçma olacak çünkü havanın ne zaman döneceğini bilemezsiniz. Bu yüzden çıkardığınız başlığı katlayıp arkadaki geniş cebe koyabilirsiniz. Bu sayede hem can sıkıcı başlıktan kurtulmuş olursunuz, hem de ihtiyacınız olduğunda yanı başınızda olur. Fotoğraftan da görebileceğiniz üzere başlık cepte şişmiyor, ondan rahatlıkla kullanabilirsiniz.


Montun sol kolunda dışta bir büyük cep daha bulunuyor. Yine bu cep de dediğim gibi fermuarları gizli kalacak şekilde tasarlanmış ve Anapurna yazısıyla çeşitli denizci düğümlerinin nakış işlemeleri ile süslenmiş. Buraya ne koyacağınız da yine sizin tercihinize kalmış.

Sonuç olarak bu montu Kale AVM'deki Mudo mağazasından oldukça uygun bir fiyata almıştım. Şuanda kaç lira olduğunu net hatırlayamasam da 100+ lira civarında bir fiyatı olduğunu hatırlıyorum. Boyuna göre hafif, oldukça çabuk kuruyan, her an çıkarmak istemenize neden olacak polar içliklere vs sahip olmayan yapısıyla bu fiyatı fazlasıyla hakettiğini düşünüyorum. Montun tam anlamıyla bir Gore-Tex kadar su geçirmez olduğunu söyleyemem. Ama oldukça uzun süre ve şiddetli yağmura dayandığını gönül rahatlığyla söyleyebilirim. Zaten su geçirmesi muhtemel cep vb. kısımların içten ayrıca bir kumaşla kaplı olduğunu da söylersem yeterli olacaktır. Anapurna montlarda moda renk kırmızı ve laciverttir. Ben biraz da farklı olsun diye ıhlamur yeşilini tercih etmiştim. İki kıştır giyiyorum, İstanbul'da karda, İzmir'de şiddetli yağmurda kullanma imkanı buldum, şiddetle tavsiye ederim. Tek eksik olarak ana fermuarının tek olmasını sayabilirim. Keşke gerektiğinde alttan üste doğru açabileceğimiz ikinci bir fermuar daha olsaydı. Çünkü fermuar tam kapalıyken yüksek kaldırım gibi yerlere çıkarken mont kasabiliyor. Onun dışında ciddi bir eksiği yok.